Anne ve babalar bana bazen şu soruyu yöneltiyor: “Oğlum 7 yaşında. Oyuncaklarını tanıttığı videolar hazırlayıp YouTube’a koymak istiyor. Bir sakıncası yoktur değil mi?”. Ben de onlara “dijital çocuk kaçırma deyimini daha önce duydunuz mu?” diye yanıt veriyorum.
Muhtemelen çocuk kaçırma ya da adam kaçırma deyimlerini duymuşsunuzdur. Gerçi bizde en çok “kız kaçırma” oluyor – ki bu da fiziksel bir kaçırma eylemidir. Ama çoğunuz “dijital kaçırma” deyimini ilk defa duyuyorsunuzdur. Bugünkü yazımda “dijital kaçırma” konusunu detaylı olarak anlatacağım.
Hepimiz çocuklarımız başta olmak üzere ailemize ait bireyler ve kendi fotoğraflarımızı çeşitli ortamlarda paylaşıyoruz. Hatta artık çoğumuz paylaşmaya ait temel kuralları da biliyoruz. Ya da bildiğimizi sanıyoruz…
Genç İngiliz anne Amy bir arkadaşının uyarısıyla yukarıda gördüğünüz hesaba bakar ve şok olur. Bu hesapta çocuğunun resimlerinin başkasının çocuğuymuş gibi paylaşıldığını görür. Yukarıda “bebek rol yapma” #babyroleplaying hesaplarından birini görüyorsunuz. Instagram’ı açıp #babyrp ya da #babyroleplaying etiketlerini ararsanız böyle çok hesap çıkacaktır.
Amy’nin bebeğine ait paylaştığı fotoğraflar söz konusu hesabın yöneticileri tarafından çalınıyor ve çarpık ruhlu bazı kullanıcılar da yine aynı bebeği “dijital” olarak evlat ediniyor. Sanki kendi bebekleri gibi resimleri paylaşarak beğeni ve yorumları topluyorlar.
Dijital kaçırma nedir?
Yukarıda anlattığım gerçek bir hikayedir ve umarım size dijital kaçırmanın nasıl bir şey olduğunu kabaca tarif etmiştir. Teknik olarak dijital kaçırma, birinin hesabını, kişisel bilgilerini ya da o şahsa ait fotoğrafları dijital yolla kopyalayarak el koyması ve bu verileri kendine aitmiş gibi paylaşmasıdır. Bu kaçırma olayı daha çok küçüklerin fotoğraflarına yapılıyor. Bunun nedeni de yukarıda bahsettiğim bebek ya da çocuk rol yapma hesapları için kullanılmaları.
Sadece fotoğraflar mı kaçırılıyor?
Hayır. Teknolojinin ilerlemesi, ses ve video işleme yazılımlarına artık herkesin sahip olması kötü niyetli kişilere yarıyor maalesef. Çocuk ve bebeklerin sadece fotoğrafları değil, ses kayıtları ve varsa videoları da kaçırılıyor. Peki ne yapılıyor bu verilerle. Ses kayıtları kelime kelime ayrılabiliyor. Video kayıtları da sahne sahne, kare kare bölünebiliyor. Bu sesler ve videolardan, çok daha kötü içeriklere seslendirme ve görsel desteği sağlanıyor.
Nasıl önlem almalıyız?
Sevindirici bir haber vereyim, bu olaya karşı önlemler oldukça basit. İşte size dijital kaçırmaya karşı alabileceğiniz önlemler:
- Paylaşacağınız fotoğraflarda daima “aileden biriyle birlikte” kuralını uygulayın. Yani çocuğun olsun sizin olsun fotoğrafınızı yalnız değil yanında aileden biri olmasına özen gösterin. Böylece çocuğun fotoğrafını yalıtıp kullanmak zor olacaktır.
- Ne kendinizin nede çocuğunuzun deniz kenarı fotolarını paylaşmayın.
- Okulların, çocuklarınızın resmini paylaşmakla ilgili muvafakatnameyi ya imzalamayın ya da sadece bir arada oldukları resimlerle sınırlı olmak şartıyla imzalayın.
- Hesabınızı gizlilik ayarını “herkese açık” değil “gizli“‘de bırakın. Paylaştığınız fotoğrafı “sadece ailem” ya da “sadece arkadaşlarım” gibi seçenekleri işaretleyerek paylaşın.
Çocuklar YouTube ya da Spotify gibi kanallar açıp paylaşım yapabilir mi?
Birincisi her türlü paylaşım platformu 13 yaşından küçük çocuklara hesap açtırmaz. Bunu kandırıp açsanız bile küçük çocukların bir kanal açması ve o kanallarda içerik paylaşması bir çok ülkede kanunen yasaktır.
Bu çocuğun mahremiyet ve unutulma haklarının açıkça ihlalidir. Buna ek olarak bana göre çocuğun para kazanma amaçlı istismarı da söz konusudur. Ülkemizde de bu yönde yasal düzenleme çalışmaları başladı.
Çocuk yukarıda saydığım haklarının ihlali, çocukluğuna ait utanabileceği fotoğrafların paylaşımlarından dolayı uğrayabileceği manevi yıkımlar ve üzerinden para kazanılmasına isnaden anne ve babasına dava açabilir. Gelişmiş ülkelerde bu davaların örnekleri mevcuttur.
Benim naçizane tavsiyem şudur. Çocuğunuzun dijital olarak kaçırılmasını, fotoğraflarının, videolarının ve ses kayıtlarının ortalıkta dolaşmasını istemiyorsanız ona kanal açmayın. Kendi istese bile…
Evet değerli anne babalar konu çok can sıkıcı ve hassastı. Evlatlarımızı korumak adına elimden geldiğince açık ve dürüst anlatmaya çalıştım. Umarım faydam dokunmuştur.