“Aman! Psikolojisi Bozulmasın…”
Bugün sizlerle İki okur mesajı paylaşacağım. Sonra birlikte yorumlarız.
“İyi akşamlar Orhan Bey,
Kızım 6. sınıf öğrencisi ve bugün okuldan eve mutsuz geldi. Gününün nasıl geçtiğini sorduğumda, fazla konuşmak istemedi. Biraz yemekte sohbet ettik, sonra ağlamaya başladı ‘Ne oldu kızım?’ diye sorduğumda, ‘benim hiç arkadaşım yok’ dedi.“
“Sonra devam etti; ‘Sınıfta anlaştığım bir arkadaşım vardı, ona bugün sözünde durmadığı için üzüldüğümü söyledim. Arkadaşım da bana ne diye cevap verdi. Başka hiç kimseyle arkadaş olamıyorum.’ Ona nedenini sordum..”
“Çünkü onların bildikleri şeyleri ben bilmiyorum onların konuştuğu konular hakkında fikrim yok. Sorduklarında ‘bilmiyorum’ dediğimde bana ‘bu benim 3.sınıf halim, bebek’ diye dalga geçiyorlar’ dedi.“
“Peki neleri bilmen gerekiyormuş diye sordum; ‘Istagram,-Snapchat, Blackpink, Squid Game, Tiktok’ diye cevap verdi.”
Kızıma aslında onların bildikleri şeylerin yanlış olduğunu anlatmaya çalıştım. Senin gibi doğru kişi gelip seni bulacak ya da sen onu bulacaksın ve arkadaş olacaksın.“
Gelelim 2. mesaja:
“Ah, ah! Orhan bey ne diyebilirim nereden başlayabilirim bilemiyorum. Az önce bir arkadaşımın evine uğradım. 6. sınıfa giden çocuğu var. Algıları öyle kapanmış ki daha saatleri, haftanın günlerini bilmiyor. Tanesi 10 liradan 10 ekmeğin ne kadar yaptığını hesaplayamıyor.“
“Çocuğun 6-7 yaşından beri sürekli elinde telefon, Snapchat, Tiktok, Instagram hesapları var. TikTok kapatılsın evet tamam ama biz anne baba olarak hiçbir şey yapmayalım mı?“
“Biraz sınır koymayalım mı? ‘Aman psikolojisi bozulmasın’, ‘aman bunu deme’, ‘aman öyle yapma’, ‘özgürlüğünü kısıtla’ demekle olmuyor. Bu çocuklar nasıl bu hale geliyor? Lise mezunları dört işlemi bilmiyor, ortaokul çocukları doğru düzgün cümle kuramıyor. Peki bu çocuklar nasıl oluyor da sınıf geçiyor? Çok üzgünüm, çok…“
Sizlerle birlikte olduğumuz söyleşilerde, gelen mesajlarda hep bu konu var. “Hocam, biz hiç vermiyoruz, ekran konusunda sizin söylediğiniz her şeye dikkat ediyoruz ama başkalarında görüyor ve istiyor.“
Hatta bazı psikologlar, bunun yanlış olduğunu, çocuğa bunları yasaklayarak onun dışlanmasına neden olacağımızı söylüyorlarmış.
Bu “başkalarında görme” konusu her açıldığında, şu soruyu sorarım:
“Evde siz ve eşiniz de hiç telefon kullanmayıp, kullandığınızda da kurallara uyuyor musunuz?“
“Şey, ehem, öhöm…“
“Çocukların en geç 22.00’de yatmaları gerek, bunu düzenli olarak sağlayabiliyor musunuz?“
“Eee, kem, küm.“
“Her gün aile saatleri yapıp, birlikte yemek yemeye, birlikte kitap okumaya, birlikte film izlemeye vakit ayırıyor musunuz?“
“…”
Biz istiyoruz ki, devlet yasaklasın, Dijital Baba kitap yazıp çocuklara öğretsin, öğretmenleri bağımlılıktan kurtarsın, başka anne babalar, öyle çocuk yetiştirsin ki bizimki görüp istemesin. Hatta bizi hiç yormasın, “benim ekran sürem doldu, bırakıyorum”, “bu oyun bana zararlı, oynamamalıyım”, “uyku vaktim geldi, gidip yatayım” desin.
Olsa güzel olurdu, ama olmuyor öyle. Her şeyi bizim yerimize başkası yapmıyor.
Kimseden bizim yerimize tatil yapmasını, bizim yerimize bir kahve keyfi yapmasını istemeyiz, değil mi?
Aman bu söylediklerimi duyup da çocuğun psikolojisi bozulmasın.
Her paylaşımımda aslında çözümünü de içine koyuyorum. Galiba çözümü hepimiz biliyoruz da yapması zor.
“Boşver, çocuğun psikolojisi bozulsun.”