Birkaç gün önce Kayseri’de 13 yaşında bir çocuk, 12 yaşındaki arkadaşını bıçaklayarak öldürdü! Haberlerde çocuğun, oynadığı Mavi Bebek Oyunu adındaki bilgisayar oyununda aldığı talimat ile arkadaşının yaşamına son verdiği bilgisi yayılıyor!
Ve bu bilgi bizim o kadar hoşumuza gitti ki adeta üzerimizden yük kalktı. Şimdi bütün TV’ler Mavi Bebek oyununu efsaneleştirmek, uzmanlar bilgisayar oyunlarını eleştirmek ve biz anne babalar da çocuklarımıza olan hatalı tutumlarımızı rafa kaldırmaktan çok memnunuz.
Bir çoğunuz bana bu haberi gönderdi ve fikrimi sordu. Şimdi ben size soruyorum, bugün çocuğumuzu yanımıza alsak ve “yarın git falan arkadaşını b.çakla” desek yapabilir mi? Ruh sağlığı yerinde olan, iyi kötü bir aile ortamının sıcaklığını bilen bir çocuk bunu yapar mı?
Hadi hepsini kabul ettim, çocuğumuz bilgisayar oyunundan o kadar etkilendi ki bu işi yapmayı başardı. Peki çocuk o bilgisayar oyununu oynarken, birden olmayacağına göre, yavaş yavaş zihinsel sağlığını kaybederken, çantasına bıçak sokarken “sen neredeydin?”
Değerli arkadaşlar, bir çocuğun en önemli ihtiyacı anne babasıyla bağ kurmaktır. Bu ihtiyacını her karşılamadığımızda canı yanar. Senin canın yandığında nasıl ağrı kesici arıyorsan onun ağrı kesicisi de ta bebekliğinden beri eline tutuşturduğun ekran!
Onu yalnız bıraktığımız yetmiyor, bizimle beraberken de bir yetişkinin bile kaldırmasının güç olduğu yükleri yüklüyoruz. Her dakika onlara ölen çocukları göstermiyor muyuz? Onlardan sınav başarısı ve arkadaşlarını geçme gibi saçma beklentilere girmiyor muyuz?
Empati kursun diye çocuğa ölü akranlarını, göçük altında can çekişen hayvanları, köpekler tarafından parçalanmış kardeşlerini gösterip minicik bedenlerine tıpkı savaştaki bir askerin stres yükünün aynısı yüklemiyor muyuz?
Paylaştığımda, “Ay Orhan hocam, zaman zaman bizim içimizi daraltıyorsunuz” dediğiniz içeriklerin yüz katını, bin katını onların başından aşağıya boşaltmıyor musunuz? Soruyorum size, çocuk bu yüke dayanabilir mi?
Mavi Bebek’miş! O oyun yokken de, içi dışı stres, korku, kaygı, sevgisizlik, değersizlikle dolmuş çocuklar gücü yettiğine saldırmıyor muydu? O kadarını yapamadıysa arkadaşının çantasına korku notları bırakmıyor muydu? Ne kadar da kolaycıyız!
Bilgisayar oyunlarının, özellikle yaşa uygun olmayanların zararlarını hep anlatıyorum. Ama şunu hiç söylemedim: “Bilgisayar oyunları azmettirir!” 🤔
Biraz olsun sıcak aile ortamına sahip, olmadı ona bakan iyi insanlara sahip, çevresinden olumlu beslemeler almış, sevgi, ilgi, değer ve kabul görmüş çocuk kim söylerse söylesin gidip bir arkadaşını bıçaklamaz! Hle bilgisayar oyununu hiç takmaz! 👨👩👦
Üzgünüm bugün sizlere hoşumuza gidecek, bu olaydaki sorumluluklarımızı görmezden gelmemize yardımcı olacak, kendimizi suçlu hissettirmeyecek şeyler söylemeyeceğim. Üzgünüm, ben sevimli görünen fenoşlardan değilim. 🤷♂️
Dünyanın neresinde olursa olsun, ölen bir çocuktan hepimiz sorumluyuz. 🤔
Cengiz Aytmatov’un Dişi Kurdun Rüyaları kitabında da söylediği gibi “Dünyanın herhangi bir noktasında işlenen her suç, yapılan her kötülük, hepimizi ilgilendirir.” 🤔