Kış yaklaşıyor ve uzaktan eğitimle birlikte biz anne babaları yeni bir mücadele bekliyor. Belki tüm yaz boyunca, pandemi sürecinde edindikleri bilgisayar oyunu oynama alışkanlıklarına devam ettiler. Eh, sebebi ne olursa olsun belki siz de yaz olduğu için biraz göz yumdunuz. Ama iş daha şimdiden abartı düzeyine geldi ve artık bilgisayarın başında kaç saat durduğunu bile hesaplayamıyoruz!
Cincinati’den klinik psikolog Dr. Robin Arthur, “bu size bir bağımlılıkla mücadele ediyor gibi hissettirir!” diyor. Çocuğunuza bilgisayarı zorla bıraktırmak, kin, içerleme, öfke, itiraz, saldırganlık ve bazen apaçık düşmanlıkla karşılaşmanıza neden olabiliyor. Dr. Arthur bunun nedenini “bilgisayar oyunları ve sosyal medyanın, bağımlılığın beyinde yaptığı etkinin aynını yapmasına” bağlıyor. Yani bir alkol bağımlısının elinden içkisini almak gibi…
Bu yıl bilgisayar oyunu bağımlılığı sorunu patlama yaptı!
Pandemi nedeniyle evlerimize kapanmak, tatil planlarımızı iptal etmek, AVM ve toplu yerlere gitmemek, arkadaşları ile birlikte oynayamaması geriye sosyal medya ve bilgisayarları bıraktı. Karşılaştığım bir çok ebeveyn “başka yapabilecek bir şeyleri yok! En zararsızı bilgisayar başında oyun oynamaları…” diye açıklama yapıyor.
Ancak bilgisayar oyunları git gide gelişiyor. Karşımızda bizim zamanımızdaki o 30 dakikada biten “Prince of Persia” türü oyunlar yok. MPROPG (çok oyunculu rol yapma oyunları), spor oyunlarının kariyer modları, savaş oyunları ve bir çok oyun, oyuncuyu bilgisayarın başında saatler değil günlerce bile tutabiliyor. Hele LOL tarzında oyunlar çocuklarımızın hiç uyumadan ve yemek yemeden 7 saat kesintisiz bilgisayar başında durmasına neden olabiliyor.
13 yaşından küçükler günde 4 saatle sınırlanabilirse ne mutlu. 13 yaşından büyükler ortalama 7 saat ve daha fazla bilgisayar oyunu başında kalıyor ve yapabilecek bir şey yok gibi görünüyor.
Peki çözüm yok mu? Varsa nedir?
Önce size iyi bir haber vereyim: Bilgisayar oyunu bağımlılığı, kumar ve madde bağımlılığı gibi değil. Beyinde (görece) kalıcı hasarlar bırakmıyor, uç örnekler dışında kişinin yaşamdan kopmasına neden olmuyor. Ama yine de günde 8~10 saat bilgisayarın başından kalkmayan çocuklar sinir edici.
Öncelikle teknolojiyi inkar etmemeliyiz! Teknolojinin varlığını kabul edip, sağlıklı teknoloji kullanma alışkanlıkları belirleyerek önce biz anne ve babalar uygulamalıyız. Bizim bunu kararlılıkla uyguladığımızı gören çocuklar, “onlar yapıyorsa bizim de uymamız gerekir!” şeklinde düşünecektir.
Sağlıklı dijital alışkanlıklar kazanmak biz ebeveynler için zor kısım. Bu, yemekte telefonları kullanmamak, akşam mesajlarımıza bakmamak, yatakta Instagram’a bakmamak anlamına geliyor. Aslında buna “dijital dengeyi kurmak” adını veriyorum ben. Akşam eve geldikten sonra hemen telefonlarımıza sarılmaktansa çocuklarımıza vakit ayırmak, yemek hazır olana kadar onları dışarıya çıkartmak, tüm ailenin bir arada olduğu ve birbirleri ile sohbet ettiği güzel bir akşam yemeği yemek, yemekten sonra iyi seçilmiş bir belgesel ya da film izlemek ve yatmadan en az bir saat önce telefonları salonun uzak bir köşesine bırakmak harika bir dijital denge örneğidir.
Sevgiyle kalın…